Bazı dönemler vardır ki, herkesin kendi tutumunu ve tavrını açıkça beyan etmesi gerekir. Müslümanların menfaati için hakkın açıkça söylenmesi bir zaruret halini alır.
Yarın ülkemiz yeni bir Yerel Seçime gidiyor. Bu seçim, ilk bakışta mahalli idarelerin seçildiği herhangi bir seçim gibi görünse de, ümmet için çok önemli bir mirasa sahip olan ülkemizde her seçim kendi anlamını aşan bir değere sahip olmaktadır.
Ancak çok önemli bir diğer gerçek de; son zamanlarda aile, ahlak, ve manevi değerlerimizin tahribine yönelik çıkarılan Avrupa Birliği uyum yasaları geleceğimizin mimarı olan gençler ve aileler üzerinde İslam’a olan hassasiyetlerinin zedelenmesine ve gençliğin zihin yapısında olumsuz etkiler meydana getirmesine sebep olmaktadır.
Bu noktada bizim endişemiz; olumsuz etkilerle yetişen gençliğin, fikir dünyasında sapmalara, dolayısıyla gelecekte gençliğin İslami hassasiyetlerden uzaklaşarak karşı ideolojiye doğru kaymalarına sebep olacak, bu durum aslında bizim hassasiyetle korumaya çalıştığımız İslami hayattan uzaklaşan bir gençlik meydana getirecek dolayısıyla bu halimizi düzeltmezsek bindiğimiz dalı kesmiş olacağız.
Ancak şunu da unutmamamız gerekir ki; hem millet hem ümmet olarak hassas bir süreçten geçiyoruz. İç ve dış mihraklar tarafından üzerimizde oyunlar oynanmaktadır.
Oysa ülkemiz ve özellikle hükümetimiz, mazlumların sığınağı, incinmiş yüreklerin ümidi ve Müslümanlar için yine en menfaatli olanıdır. Bu sebeple, mesuliyet hissimiz bize bu hassas zamanda birlik ve beraberliğimizi bozmamamız gerektiğini söylemektedir. Ümmetin menfaati ve birlik ve beraberliğin devamı namına Cumhur ittifakına olan desteğimizi devam ettirmeyi Ümmet-i İslamın maslahatının icabı olarak görüyoruz.